Gürcistan ve Azerbaycan, Kafkasya’nın iki önemli ülkesi olarak, eğitim sistemlerini hem tarihi hem de sosyopolitik koşullar çerçevesinde şekillendirmişlerdir. Sovyetler Birliği'nin dağılmasının ardından bağımsızlıklarına kavuşan bu iki ülke, kendi ulusal kimliklerini güçlendirme ve çağdaş eğitim modelleriyle bütünleşme süreçlerine girişmişlerdir. Bu bağlamda Gürcistan ve Azerbaycan’daki eğitim sistemleri, hem benzerlikler hem de farklılıklar göstererek bölgesel kalkınma, toplumsal eşitlik ve bireysel gelişim hedeflerini taşıyan önemli yapılar hâline gelmiştir. Sovyet döneminde eğitim, ideolojik ve merkeziyetçi bir anlayışla yönetilmekteydi. Hem Azerbaycan’da hem de Gürcistan’da bu dönemde uygulanan eğitim sistemi; sıkı denetim, tek tip müfredat ve Rusça'nın yoğun kullanımı ile karakterize edilmekteydi. Öğrenciler için ideolojik sadakat kadar bilimsel başarı da ön plandaydı ve teknik eğitime özel bir önem verilmekteydi. Sovyetler Birliği'nin çöküşüyle birlikte, bu ülkelerde eğitim sisteminin yeniden yapılandırılması zorunlu hâle geldi. Gürcistan ve Azerbaycan, farklı stratejilerle bu dönüşüm sürecini başlattılar. Gürcistan’da eğitim reformları özellikle 2004 sonrası dönemde hız kazandı. Eğitim politikalarının merkezinde Avrupa ile entegrasyon, müfredatın güncellenmesi, öğretmen kalitesinin artırılması ve dijitalleşme yer aldı. Ülkenin Avrupa Birliği ile yakın ilişkiler kurma çabaları, eğitim politikalarını da doğrudan etkiledi. Gürcistan’da zorunlu eğitim 6 yaşında başlar ve toplamda 9 yıllık temel eğitimi kapsar. Bu temel eğitimden sonra öğrenciler, akademik veya mesleki yollardan ilerlemeyi seçebilirler. Eğitim dili çoğunlukla Gürcücedir, ancak azınlık bölgelerinde Azerice, Ermenice ve Rusça eğitim veren okullar da bulunmaktadır. Azerbaycan’da ise bağımsızlık sonrasında eğitimde yapılan reformlar daha çok merkeziyetçi yapı içerisinde sürdürülmüştür. Devlet, eğitim sisteminde hem müfredat hem de yönetim açısından yüksek derecede müdahaleci bir rol oynamaya devam etmiştir. Eğitim dili Azerice olmakla birlikte, Rusça ve İngilizce’nin seçmeli veya bazı özel okullarda eğitim dili olarak kullanıldığı görülmektedir. Azerbaycan’da da zorunlu eğitim süresi 9 yıldır, ancak birçok öğrenci 11 veya 12 yıllık eğitimi tamamlayarak üniversiteye devam etmektedir. Gürcistan’da eğitimin kalitesini artırmak amacıyla öğretmenlerin sertifikasyon sistemine dahil edilmesi, okullarda dijital materyallerin kullanılması ve öğrenci merkezli eğitim modellerinin yaygınlaştırılması gibi uygulamalar hayata geçirilmiştir. Ancak bu reformlar, tüm bölgelerde eşit oranda etkili olamamıştır. Başkent Tiflis gibi şehirlerde eğitim kalitesi yükselirken, kırsal ve dağlık bölgelerde öğretmen eksikliği, altyapı yetersizliği ve öğrenci başarısızlığı gibi sorunlar devam etmektedir. Ayrıca etnik azınlıkların yaşadığı bölgelerde dil bariyeri, eğitim başarısını olumsuz etkileyen önemli bir faktör olmaya devam etmektedir. Azerbaycan'da ise eğitim reformlarının önemli bir ayağını eğitimde dijitalleşme ve uluslararası standartlara uyum süreci oluşturmuştur. Bu kapsamda özellikle son yıllarda STEM (Bilim, Teknoloji, Mühendislik ve Matematik) alanlarına yatırım yapılmış ve öğrencilere bu alanlarda nitelikli eğitim verilmesi hedeflenmiştir. Eğitimde kaliteyi artırma çabaları doğrultusunda öğretmenlerin eğitimi, okulların fiziksel koşulları ve müfredat reformları da gündeme gelmiştir. Ancak Azerbaycan’da da eğitimde fırsat eşitsizliği ciddi bir sorun olmaya devam etmektedir. Özellikle kırsal bölgelerde eğitim kalitesinin düşüklüğü, öğretmenlerin şehir merkezlerinde yoğunlaşması ve ekonomik zorluklar öğrencilerin eğitimini sekteye uğratmaktadır. Her iki ülkede de eğitim sistemlerinin karşılaştığı en büyük zorluklardan biri, sosyoekonomik eşitsizliktir. Maddi durumu yetersiz olan ailelerin çocukları kaliteli eğitim kaynaklarına ulaşmakta güçlük çekmektedir. Gürcistan’da bu durum özellikle köy okullarında kendini göstermektedir. Okul binalarının fiziki koşulları yetersizdir ve öğretmen sirkülasyonu yüksektir. Azerbaycan’da da benzer bir tablo söz konusudur; özellikle dağlık bölgelerdeki okullar altyapı ve personel açısından ciddi eksiklikler yaşamaktadır. Bu bağlamda devlet destekli sosyal projelerin etkili ve kapsayıcı olması büyük önem taşımaktadır. Gürcistan’da son yıllarda dikkat çeken bir başka gelişme, üniversite sistemindeki dönüşümdür. Bologna sürecine dahil olan Gürcistan, yükseköğretimi Avrupa standartlarına yaklaştırma amacıyla sistematik reformlar gerçekleştirmiştir. Üniversiteye giriş sınavları merkezi bir sistemle düzenlenmekte ve şeffaflık artırılmaya çalışılmaktadır. Ancak bazı çevrelerde bu reformların eğitimde ticarileşmeyi teşvik ettiği ve sosyal adaleti zedelediği yönünde eleştiriler de bulunmaktadır. Azerbaycan’da ise üniversiteye geçiş süreci yüksek rekabet içermektedir. Öğrencilerin başarıları büyük ölçüde sınav sonuçlarına bağlıdır ve bu durum özel dershanelere olan talebi artırmaktadır. Bu, gelir seviyesi düşük olan ailelerin çocuklarının dezavantajlı duruma düşmesine yol açmaktadır. Devlet, son yıllarda burs politikalarıyla bu eşitsizliği azaltmaya çalışsa da, uygulamada hala büyük açıklar mevcuttur. Hem Azerbaycan hem de Gürcistan’da eğitim sistemleri küreselleşme ile de yüzleşmektedir. Artan uluslararası öğrenci değişim programları, yabancı dil eğitiminin önemini artırmakta ve gençleri küresel rekabete hazırlama ihtiyacı doğurmaktadır. Bu nedenle her iki ülkede de İngilizce eğitimi erken yaşta başlamaktadır. Gürcistan’da Avrupa Birliği ile yakın ilişkiler çerçevesinde çok sayıda öğrenci Erasmus+ gibi programlardan faydalanmaktadır. Azerbaycan ise daha çok Türkiye ve Rusya ile eğitim iş birliği içerisinde ilerlemektedir. Bu bağlamda Türkiye’de okuyan Azerbaycanlı öğrenci sayısı oldukça fazladır. Eğitimde teknolojik dönüşüm konusu da hem Gürcistan’ın hem de Azerbaycan’ın ajandasında üst sıralarda yer almaktadır. Gürcistan'da online eğitim platformları, özellikle pandemi sonrası yaygınlaşmış ve uzaktan eğitimin önemi artmıştır. Ancak teknolojik altyapı, özellikle kırsal kesimlerde bu sürecin verimli işlemesine engel olmuştur. Azerbaycan’da da benzer sorunlar yaşanmış, uzaktan eğitime geçiş sürecinde şehir merkezlerinde yaşayan öğrenciler avantajlı konumda olurken, internet erişimi olmayan bölgelerde eğitim büyük oranda aksamıştır. Toplumsal cinsiyet eşitliği açısından her iki ülkenin de eğitim sistemlerinde olumlu gelişmeler yaşanmıştır. Hem Azerbaycan hem de Gürcistan’da kız çocuklarının okullaşma oranı artmış, üniversiteye devam eden kadın sayısı geçmiş yıllara göre önemli ölçüde yükselmiştir. Ancak kadınların iş gücüne katılımı konusunda hala yapısal sorunlar vardır. Bu durum, eğitimin iş gücü piyasasıyla entegrasyonunda bazı eksikliklerin olduğunu göstermektedir. Sonuç olarak, Gürcistan ve Azerbaycan’daki eğitim sistemleri, tarihsel miras, politik tercihler ve toplumsal dinamiklerle şekillenmektedir. Her iki ülke de eğitimde kaliteyi artırma, fırsat eşitliğini sağlama ve küresel gelişmelere ayak uydurma çabası içerisindedir. Ancak mevcut yapısal sorunlar ve bölgesel dengesizlikler, bu çabaların etkili olmasını zorlaştırmaktadır. Eğitimdeki dönüşümün yalnızca teknik değil, aynı zamanda sosyal ve kültürel boyutları da dikkate alınarak yürütülmesi, bu ülkelerin gelecekteki gelişimi açısından belirleyici olacaktır.
Yüklənir
Fəlsəfə

Fəlsəfə

Emin Mamedov

3 ay önce

Fəlsəfə insan düşüncəsinin ən qədim və fundamental sahələrindən biridir. O, varlıq, bilik, həqiqət, ədalət, əxlaq, ağıl və həyatın mənası kimi mövzular üzərində düşünən elmdir. Fəlsəfə yunanca "philosophia" sözündən götürülmüşdür və "hikmət sevgisi" mənasını verir. Bu elm sahəsi insanın kainatdakı yerini, davranışlarını, dünyagörüşünü və həyat prinsiplərini araşdıraraq, fundamental suallara cavab tapmağa çalışır. Fəlsəfə müxtəlif sahələrə bölünür. Hər biri insan həyatının və düşüncəsinin fərqli aspektlərini öyrənir:

Metafizika

Metafizika reallıq və varlıq haqqında sualları araşdıran fəlsəfə sahəsidir. O, aşağıdakı məsələləri öyrənir:

  • Reallıq nədir?
  • Maddə və ruhun əlaqəsi necədir?
  • Azad iradə varmı?
  • Zaman və məkanın mahiyyəti nədir?

Platon və Aristotel metafizikanın əsasını qoymuş filosoflardır. Platon idealizmi irəli sürərək, maddi dünyanın gerçək olmadığını, əsl reallığın ideyalar aləmində olduğunu bildirib. Aristotel isə materialist yanaşma ilə hər şeyin müşahidə olunan maddi dünyaya əsaslandığını iddia edib.

 

Epistemologiya (Bilik fəlsəfəsi)

Epistemologiya bilik və onun mənbələri ilə bağlıdır. Əsas suallar bunlardır:

  • Bilik nədir və necə əldə edilir?
  • Bilik həqiqətə əsaslanmalıdırmı?
  • İnsan hər şeyi bilə bilərmi?

Epistemologiyada əsas iki yanaşma var:

  • Empirizm – Bilik təcrübə və müşahidə yolu ilə əldə edilir (John Locke, David Hume).
  • Rasionalizm – Bilik ağıldan və məntiqlə əldə edilir (René Descartes, Immanuel Kant).

 

Etika (Əxlaq fəlsəfəsi)

Etika insanların davranış normalarını və əxlaqi prinsipləri araşdırır. Əsas suallar:

  • Düzgün və yanlış nədir?
  • Ədalət nədir?
  • İnsanlar nəyə görə mənəvi davranmalıdır?

Fəlsəfədə üç əsas etik yanaşma var:

  • Fəzilət etikası – Aristotelə görə, insan yaxşı xasiyyətlərə sahib olmalıdır.
  • Deontologiya – Immanuel Kanta görə, əxlaqi qaydalar universal olmalıdır.
  • Utilitarizm – Jeremy Bentham və John Stuart Millə görə, hərəkətlərin əxlaqi dəyəri onların nəticələrinə bağlıdır – ən çox insana ən çox xoşbəxtlik gətirən hərəkət doğrudur.

 

Estetika (Gözəllik fəlsəfəsi)

Estetika gözəllik, incəsənət və estetik dəyərləri araşdırır. Əsas suallar bunlardır:

  • Gözəllik obyektivdirmi, yoxsa subyektiv?
  • Sənət nədir?
  • İncəsənət insanların dünyagörüşünə necə təsir edir?

Platon sənəti reallığın kölgəsi kimi qəbul edirdi və onu dəyərsiz hesab edirdi. Kant isə estetikanın insanın daxili hisslərinə əsaslandığını və hər kəsin gözəlliyi fərqli qəbul etdiyini düşünürdü.

 

Məntiq (Düzgün düşüncə qaydaları)

Məntiq fəlsəfənin ən əsas sahələrindən biridir və düzgün düşüncə qaydalarını öyrənir. Aristotel məntiqin əsas prinsiplərini formalaşdırmış və sillogizm anlayışını təqdim etmişdir. Məntiq əsasən iki cürdür:

  • Formal məntiq – Simvolik və riyazi qaydalara əsaslanır.
  • Tənqidi məntiq – Düşüncələri analiz etmə və səhvləri tapma qabiliyyəti ilə bağlıdır.

 

Qərb və Şərq fəlsəfəsi

Fəlsəfə Qərb və Şərq dünyasında fərqli inkişaf edib:

Qərb fəlsəfəsi

Qərb fəlsəfəsi əsasən Yunanıstanda başlayıb və aşağıdakı mərhələlərdən keçib:

  • Antik dövr – Sokrat, Platon, Aristotel
  • Orta əsrlər – Tomas Akvinas, Avqustin
  • Yeni dövr – Descartes, Kant, Hegel
  • Müasir fəlsəfə – Nietzsche, Sartre, Wittgenstein

Qərb fəlsəfəsi rasionalizmə və elmi metodlara əsaslanır.

Şərq fəlsəfəsi

Şərq fəlsəfəsi daha çox mənəvi və dini sistemlər üzərində qurulub:

  • Hind fəlsəfəsi – Buddizm, Hinduizm, Vedanta
  • Çin fəlsəfəsi – Konfutsiçilik, Taoizm
  • İslam fəlsəfəsi – İbn Sina, Əl-Fərabi, İbn Rüşd

Şərq fəlsəfəsi əsasən harmoniyaya, mənəvi inkişaf və insanın daxili dünyasına yönəlib.

 

Fəlsəfə niyə vacibdir?

Fəlsəfə insanlara tənqidi düşünmə, problemləri analiz etmə və daha yaxşı qərarlar qəbul etmə bacarıqları qazandırır. Onun faydaları:

  • Daha yaxşı düşünmək və məntiqli qərarlar vermək
  • Mənəvi və əxlaqi dəyərləri anlamaq
  • Dünyaya fərqli baxış bucağından baxmaq
  • Elmi və texnoloji inkişafda rolu

Fəlsəfə təkcə keçmişə deyil, həm də gələcəyə yönələn bir elmdir. O, insanın inkişafında əsas rol oynayır və müasir dövrdə də aktual olaraq qalır.

 

Gürcüstanda ən yaxşı fəlsəfə fakültələri

Gürcüstanda fəlsəfə üzrə ən yaxşı bəzi universitetlər aşağıdakılardır, bu universitetlər fəlsəfə sahəsində geniş kurslar və yüksək keyfiyyətli təhsil təklif edirlər.

  1. İlya Dövlət Universiteti
  2. İvane cavaxaşvili tbilisi dövlət universiteti
  3. Qafqaz Universiteti
  4. Gürcüstan Texniki Universiteti 

 

Gürcistan ve Azerbaycan, Kafkasya’nın iki önemli ülkesi olarak, eğitim sistemlerini hem tarihi hem de sosyopolitik koşullar çerçevesinde şekillendirmişlerdir. Sovyetler Birliği'nin dağılmasının ardından bağımsızlıklarına kavuşan bu iki ülke, kendi ulusal kimliklerini güçlendirme ve çağdaş eğitim modelleriyle bütünleşme süreçlerine girişmişlerdir. Bu bağlamda Gürcistan ve Azerbaycan’daki eğitim sistemleri, hem benzerlikler hem de farklılıklar göstererek bölgesel kalkınma, toplumsal eşitlik ve bireysel gelişim hedeflerini taşıyan önemli yapılar hâline gelmiştir. Sovyet döneminde eğitim, ideolojik ve merkeziyetçi bir anlayışla yönetilmekteydi. Hem Azerbaycan’da hem de Gürcistan’da bu dönemde uygulanan eğitim sistemi; sıkı denetim, tek tip müfredat ve Rusça'nın yoğun kullanımı ile karakterize edilmekteydi. Öğrenciler için ideolojik sadakat kadar bilimsel başarı da ön plandaydı ve teknik eğitime özel bir önem verilmekteydi. Sovyetler Birliği'nin çöküşüyle birlikte, bu ülkelerde eğitim sisteminin yeniden yapılandırılması zorunlu hâle geldi. Gürcistan ve Azerbaycan, farklı stratejilerle bu dönüşüm sürecini başlattılar. Gürcistan’da eğitim reformları özellikle 2004 sonrası dönemde hız kazandı. Eğitim politikalarının merkezinde Avrupa ile entegrasyon, müfredatın güncellenmesi, öğretmen kalitesinin artırılması ve dijitalleşme yer aldı. Ülkenin Avrupa Birliği ile yakın ilişkiler kurma çabaları, eğitim politikalarını da doğrudan etkiledi. Gürcistan’da zorunlu eğitim 6 yaşında başlar ve toplamda 9 yıllık temel eğitimi kapsar. Bu temel eğitimden sonra öğrenciler, akademik veya mesleki yollardan ilerlemeyi seçebilirler. Eğitim dili çoğunlukla Gürcücedir, ancak azınlık bölgelerinde Azerice, Ermenice ve Rusça eğitim veren okullar da bulunmaktadır. Azerbaycan’da ise bağımsızlık sonrasında eğitimde yapılan reformlar daha çok merkeziyetçi yapı içerisinde sürdürülmüştür. Devlet, eğitim sisteminde hem müfredat hem de yönetim açısından yüksek derecede müdahaleci bir rol oynamaya devam etmiştir. Eğitim dili Azerice olmakla birlikte, Rusça ve İngilizce’nin seçmeli veya bazı özel okullarda eğitim dili olarak kullanıldığı görülmektedir. Azerbaycan’da da zorunlu eğitim süresi 9 yıldır, ancak birçok öğrenci 11 veya 12 yıllık eğitimi tamamlayarak üniversiteye devam etmektedir. Gürcistan’da eğitimin kalitesini artırmak amacıyla öğretmenlerin sertifikasyon sistemine dahil edilmesi, okullarda dijital materyallerin kullanılması ve öğrenci merkezli eğitim modellerinin yaygınlaştırılması gibi uygulamalar hayata geçirilmiştir. Ancak bu reformlar, tüm bölgelerde eşit oranda etkili olamamıştır. Başkent Tiflis gibi şehirlerde eğitim kalitesi yükselirken, kırsal ve dağlık bölgelerde öğretmen eksikliği, altyapı yetersizliği ve öğrenci başarısızlığı gibi sorunlar devam etmektedir. Ayrıca etnik azınlıkların yaşadığı bölgelerde dil bariyeri, eğitim başarısını olumsuz etkileyen önemli bir faktör olmaya devam etmektedir. Azerbaycan'da ise eğitim reformlarının önemli bir ayağını eğitimde dijitalleşme ve uluslararası standartlara uyum süreci oluşturmuştur. Bu kapsamda özellikle son yıllarda STEM (Bilim, Teknoloji, Mühendislik ve Matematik) alanlarına yatırım yapılmış ve öğrencilere bu alanlarda nitelikli eğitim verilmesi hedeflenmiştir. Eğitimde kaliteyi artırma çabaları doğrultusunda öğretmenlerin eğitimi, okulların fiziksel koşulları ve müfredat reformları da gündeme gelmiştir. Ancak Azerbaycan’da da eğitimde fırsat eşitsizliği ciddi bir sorun olmaya devam etmektedir. Özellikle kırsal bölgelerde eğitim kalitesinin düşüklüğü, öğretmenlerin şehir merkezlerinde yoğunlaşması ve ekonomik zorluklar öğrencilerin eğitimini sekteye uğratmaktadır. Her iki ülkede de eğitim sistemlerinin karşılaştığı en büyük zorluklardan biri, sosyoekonomik eşitsizliktir. Maddi durumu yetersiz olan ailelerin çocukları kaliteli eğitim kaynaklarına ulaşmakta güçlük çekmektedir. Gürcistan’da bu durum özellikle köy okullarında kendini göstermektedir. Okul binalarının fiziki koşulları yetersizdir ve öğretmen sirkülasyonu yüksektir. Azerbaycan’da da benzer bir tablo söz konusudur; özellikle dağlık bölgelerdeki okullar altyapı ve personel açısından ciddi eksiklikler yaşamaktadır. Bu bağlamda devlet destekli sosyal projelerin etkili ve kapsayıcı olması büyük önem taşımaktadır. Gürcistan’da son yıllarda dikkat çeken bir başka gelişme, üniversite sistemindeki dönüşümdür. Bologna sürecine dahil olan Gürcistan, yükseköğretimi Avrupa standartlarına yaklaştırma amacıyla sistematik reformlar gerçekleştirmiştir. Üniversiteye giriş sınavları merkezi bir sistemle düzenlenmekte ve şeffaflık artırılmaya çalışılmaktadır. Ancak bazı çevrelerde bu reformların eğitimde ticarileşmeyi teşvik ettiği ve sosyal adaleti zedelediği yönünde eleştiriler de bulunmaktadır. Azerbaycan’da ise üniversiteye geçiş süreci yüksek rekabet içermektedir. Öğrencilerin başarıları büyük ölçüde sınav sonuçlarına bağlıdır ve bu durum özel dershanelere olan talebi artırmaktadır. Bu, gelir seviyesi düşük olan ailelerin çocuklarının dezavantajlı duruma düşmesine yol açmaktadır. Devlet, son yıllarda burs politikalarıyla bu eşitsizliği azaltmaya çalışsa da, uygulamada hala büyük açıklar mevcuttur. Hem Azerbaycan hem de Gürcistan’da eğitim sistemleri küreselleşme ile de yüzleşmektedir. Artan uluslararası öğrenci değişim programları, yabancı dil eğitiminin önemini artırmakta ve gençleri küresel rekabete hazırlama ihtiyacı doğurmaktadır. Bu nedenle her iki ülkede de İngilizce eğitimi erken yaşta başlamaktadır. Gürcistan’da Avrupa Birliği ile yakın ilişkiler çerçevesinde çok sayıda öğrenci Erasmus+ gibi programlardan faydalanmaktadır. Azerbaycan ise daha çok Türkiye ve Rusya ile eğitim iş birliği içerisinde ilerlemektedir. Bu bağlamda Türkiye’de okuyan Azerbaycanlı öğrenci sayısı oldukça fazladır. Eğitimde teknolojik dönüşüm konusu da hem Gürcistan’ın hem de Azerbaycan’ın ajandasında üst sıralarda yer almaktadır. Gürcistan'da online eğitim platformları, özellikle pandemi sonrası yaygınlaşmış ve uzaktan eğitimin önemi artmıştır. Ancak teknolojik altyapı, özellikle kırsal kesimlerde bu sürecin verimli işlemesine engel olmuştur. Azerbaycan’da da benzer sorunlar yaşanmış, uzaktan eğitime geçiş sürecinde şehir merkezlerinde yaşayan öğrenciler avantajlı konumda olurken, internet erişimi olmayan bölgelerde eğitim büyük oranda aksamıştır. Toplumsal cinsiyet eşitliği açısından her iki ülkenin de eğitim sistemlerinde olumlu gelişmeler yaşanmıştır. Hem Azerbaycan hem de Gürcistan’da kız çocuklarının okullaşma oranı artmış, üniversiteye devam eden kadın sayısı geçmiş yıllara göre önemli ölçüde yükselmiştir. Ancak kadınların iş gücüne katılımı konusunda hala yapısal sorunlar vardır. Bu durum, eğitimin iş gücü piyasasıyla entegrasyonunda bazı eksikliklerin olduğunu göstermektedir. Sonuç olarak, Gürcistan ve Azerbaycan’daki eğitim sistemleri, tarihsel miras, politik tercihler ve toplumsal dinamiklerle şekillenmektedir. Her iki ülke de eğitimde kaliteyi artırma, fırsat eşitliğini sağlama ve küresel gelişmelere ayak uydurma çabası içerisindedir. Ancak mevcut yapısal sorunlar ve bölgesel dengesizlikler, bu çabaların etkili olmasını zorlaştırmaktadır. Eğitimdeki dönüşümün yalnızca teknik değil, aynı zamanda sosyal ve kültürel boyutları da dikkate alınarak yürütülmesi, bu ülkelerin gelecekteki gelişimi açısından belirleyici olacaktır.